Çocuklarınız Mars’a Taşınabilir. Peki Orada Nasıl Yaşayacaklar?

Çocuklarınız Mars’a Taşınabilir. Peki Orada Nasıl Yaşayacaklar?
Kategori: Teknoloji
Tarih: 07.10.2019
Paylaş

İnsan doğasında olan keşfetme özelliği çok yakın zamanda bizi Mars’a taşıyacak. NASA ve özel şirketler bu konuda ciddi bir çalışma yürütüyorlar. Elde edilen verilere göre Mars’ta tespit edilen durum şöyle:

  • Mars büyüklük olarak Dünya’nın yarısından daha küçük bir gezegen ama yaşanabilecek daha büyük bir alanı var. Çünkü Dünya’nın büyük bir kısmı suyla kaplı.
  • Mars’taki karbondioksit oranı %96. Atmosferi ise Dünya’dan yüz kat daha ince. Ne yazık ki nefes almaya elverişli değil.
  • Sıcaklık ortalaması ise eksi 81 derece ve oldukça değişken.
  • Mars’ta bir gün hemen hemen Dünya’daki bir gün artı 39 dakika kadar. Mars’taki mevsimler ve yıllar Dünya’dakinin iki katı kadar uzunlukta.
  • Yer çekimi ise Dünya’dakinden çok daha az. Biraz havalı bir gezegen olduğunu söyleyebiliriz.
  • Oraya varılması için Mars ve Dünya’nın konumunun hizalanması gerekiyor. Bu iki yılda bir kez gerçekleşiyor ve roketlerin gidiş süresi 240 gün.

Bilim İnsanları 2050 yılına kadar Mars’a ulaşılabileceğini söylüyorlar. İnanması güç ama bir zamanlar elektrikli arabalar da mümkün görünmüyordu. Bu konuda yoğun bir çalışma var. İlginç olan ise çalışmaların büyük çoğunluğunun özel şirketler tarafından yapılması. Tesla Motors ve SpaceX’in CEO’su Elon Musk bizi 2027’ye kadar Mars’a götüreceklerini iddia ediyor.  Ancak görüldüğü gibi Mars’ta şartlar oldukça çetrefilli.

Bu konuda uzun yıllardır çalışılıyor ve karşılığı da olacak gibi görünüyor. Pek çok konuda NASA şimdiden aşama kaydetti bile. Mars kuru bir gezegen gibi görünse de çok büyük miktarda yer altı su kaynaklarına sahip olduğu keşfedildi. Tabi bu suya ulaşmak için çok fazla enerji ve insan gücüne ihtiyaç duyuluyor. Oradaki toprağın ise tuğla yapmak için uygun olduğu anlaşıldı. Soğuk meselesinin de Mars’ta donmuş halde bulunan karbondioksitin süblimleşmesi ile çözülmesi planlanıyor. Havaya karışan gaz hem sıcaklığı artıracak hem de atmosferi kalınlaştırarak zararlı ışınların etkisini azaltacak.

Gelişmeler gerçekten umut vaat ediyor. Ancak asıl soru şu; oraya gidince ne olacak?