Bilinmesi Gereken 5 Sanat Akımı

Bilinmesi Gereken 5 Sanat Akımı
Kategori: Yasam Tarzi
Tarih: 07.02.2019
Paylaş

Teknolojinin 20. yüzyılda gelişmeye başlaması, sanat akımlarını aynı oranda geliştirmiştir. Endüstrinin kendini yenilemesi ile sanatçılar da kendilerini daha iyi ifade etmeye başlamıştır. Geliştirdikleri sanat akımları ile bir öncekilere tepkilerini göstermekle kalmamış, aynı zamanda o dönemle ilgili anlatımlarını daha net bir şekilde yapabilmişlerdir. Ortaya çıkan bu sanat akımları, dönemin yönetim şekli, sosyal ve bilimsel gelişmeleri anlayabilmemiz için de bize ışık tutar. 20. yüzyılda neler olduğunu anlayabilmek ve ilişkilendirebilmek için bizim de bu sanat akımları hakkında bilgi sahibi olmamız gerekiyor. Gelin, oluşan bu sanat akımlarına birlikte göz atalım.

Sürrealizm

Gerçeküstücülük olarak da anılan sürrealizm, anlatma amacını birincil görev olarak benimser. Bu sebeple anlatımda hiçbir ahlaki değer ya da alışkanlığın süzgecine ihtiyaç duymaz. Gerçek dışı ögelerle gerçeği anlatmak ister. Sigmund Freud’un psikanaliz yönteminden hareketle ortaya çıkan bu akımın ilk örneklerine 1500’lü yıllarda rastlayabiliriz. Salvador Dali, Paul Eluard, Louis Aragon gibi isimler en önemli temsilcileri olarak bilinir.

Empresyonizm

İzlenimcilik adıyla da anılan empresyonizm, Claude Monet’in ‘Impression’ tablosuyla ortaya çıkmıştır. Söz konusu tabloda, güneşin deniz üzerine yansıması resmedilmiş ve bu akımın başlamasına vesile olmuştur. Sanayileşme ile birlikte kent yaşamının değişmesi sonucu sanatçılar, kendilerini doğaya atmış ve güneş ışığını keşfetmişler. Bu ışığın nesnelere nasıl yansıdığını her sanatçı farklı resmetmiştir. Edouard Manet, Edgar Degas, Pisarro, Sisley, Paul Cezanne, Guillaume ve Berthe Moriso, en önemli temsilcileridir.

Ekspresyonizm

Doğa, sanatçının kendi iç dünyasındaki haliyle dışa vuruluyorsa, o akım ekspresyonizmdir. Yani anlatılmak istenen, tamamen sanatçıda hissettirdikleri ile yansıtılır. Bu yansıtmanın da en iyi haline ulaşması için gelenekselin dışına çıkılması ve gerçeğin biçiminin yeniden yorumlanması gerekir, çünkü artık modern dünyada insanın hissettikleri önemini yitirmiştir. Bu akımla birlikte bu hislerin dışa vurulması hedeflenir. Edvard Munch, Oscar Kokoschka, Ernst Ludwig Kirchner, Ernst Barlach, Georg Kaiser gibi isimler en önemli temsilcileridir.

Dadaizm

Temelini 1.Dünya Savaşı’na dayandıran Dadaizm, savaşın yıkıcı etkilerini göstermek ister. Var olan sanatsal düzeni tamamen reddederken bilinen estetik kurallarını da kabul etmez. Bu sayede modern hayatın dayattıkları ile dalga geçilmiştir. Dadaizm akımı ile ortaya çıkan tüm eserler, bir şekilde savaş karşıtı olduklarını ifade edebilmiştir. Bu akımın kilit isimlerini Hugo Ball, Marcel Duchamp, Emmy Hennings, Hans Richter, Max Ernst olarak sıralayabiliriz.

Kübizm

Paul Cezanne’nin doğayı geometrik cisimlere ayırma düşüncesinden ortaya çıkan Kübizm, nesneleri görünmeyen yanlarıyla ele alırlar. Bu akıma göre cisimler parçalanarak öne ya da arkaya katlanır. Önemli olan akla dayalı eserlerin yaratılmasıdır. Parçalanan bu cisimlerin, farklı yönleri bir araya getirilerek yeni bir gerçeklik algısı oluşturulur. Kübizm, Pablo Picasso ve Georges Braque tarafından ortaya çıkarılmıştır.